Belli bir kesimi ‘’inandırarak kandırıp’’ arkasına takıp amaçladığı hedefe doğru koşuşturan birileri kavganın en belalısına da hazırlıklıdır demek..
Bunun en inandırıcı ‘’yalansız yanı’’ 2013 ün tam da ortalarında ‘’Gezi Ve Taksim’de ‘’devlet güçlerine verilen talimatlarla, özgürlük diyen insanlara çektirilenlerdir.. Faşizan ölçüsüz uygulamalar o kavgayı akla getirmez mi dersiniz.?
Tüm dünya da özgürlük isteyen halkına, hukuksuz emirlerle acımasızca eziyet ancak faşist sistemlerde görülebilmiştir..O nedenle tüm dünyada yalnızlığa itilen Türkiye‘’daha ne kadar inadında hırçınlaşıp anti demokratik tutumunu sürdürebilecekse.. Ülke aydın ve demokratları bunun merakı ile yatıp kalkıyorlar olmalı..
Dini ve ırkı siyasete alet etmekle ‘’Bilim ve teknikte ilerlemiş tarihte bir ülke düşünülebilir mi?,
Musolin ve Hitler’’faşizmiyle milyonlarca cana kıyıldıktan sora, ‘’azda olsa, demokratik sisteme sermaye sahipleri bile boyun eğmek zorunda kalmışlardır ..
- Din siyasete malzeme edilemez.. Şu anda ‘’kutsal Ay denilen oruç ayında, insanlar iftar yemeğine çağrıldığında ‘’görünen o acı manzara insan onuruna nasıl yakıştırılır, anlamakta zorlanıyoruz ve aklı selim din bilginleri bu konu ile ilgili neler düşünmekteler o da ayrı bir merak konusudur..
Basın mensuplarından tek birisi bile demedi ki ‘’ Kamaralar karartılınca mı yada kamara aktif olunca mı caydırıcı olunur, bu soruyu tek bir kişi dahi soramadı?
Sözün özü:
Çağımızda İktidarlar ‘’usulsüzlük, yolsuzluk ve hukuksuzluk gibi ayıplarına gölge olmak için her türlü zora başvurarak direniyor ise, o ülke insanlarının ellerini çenelerine götürüp oturarak düşünmeleri gerekecektir.. Çünkü; ilkel bir sisteme dönüş çirkinleşmektir…
Kavgasız, Savaşsız ve de sömürüsüz bir yaşam istiyor isek, ilkellikten kaçınıp insancıl bir dünya düzeni diyerek hemen ayağa kalkmak gerekiyor. 21.YY çağdaş dünyasında karşı tavır zorunludur diyoruz.
Saygılarımla..