Mahkeme, Dink’in olası saldırılara karşı korunmamasını ifade özgürlüğü ihlali olarak niteledi
AİHM Türkiye’yi suçlu buldu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2007 yılında bir suikast sonucu öldürülen Hrant Dink ile ilgili davada Türkiye’yi suçlu buldu. İhlal olduğu gerekçesiyle Türkiye’nin, manevi tazminat ve mahkeme masrafları olarak 133 bin 595 Avro ödemesine hükmeden mahkeme, Dink’in olası saldırılara karşı korunmamasını ifade özgürlüğü ihlali olarak da niteledi. Dışişleri Bakanlığı, kararın hükümlerinin uygulanması için gerekli çalışmaların yapılacağını açıkladı. Dışişleri ayrıca, kararın aleyhine Büyük Daire’ye başvurulmayacağını bildirdi.
AİHM, 2007-2009 döneminde ilki Dink, diğerleri ise öldürülmesinden sonra eşi Rakel, çocukları ve kardeşi tarafından yapılan beş ayrı başvuruya ilişkin olarak açılan davayı sonuçlandırdı. Kararda, Dink’in 2003-2004 döneminde Agos gazetesince yayımladığı ve Ermeni kökenli Türk vatandaşlarının kimliğine ilişkin görüşlerini dile getirdiği sekiz makalenin sonucunda “Türk kimliğine haraket”ten dolayı mahkûm olmasının ardından 2007 yılında öldürüldüğüne dikkat çekildi.
Türkiye’de Dink hakkındaki yargı sürecine ilişkin ayrıntılı bilginin de verildiği kararda suikast olayı ve buna ilişkin tartışmalı soruşturmalara da vurgu yapıldı. Olayların TCK’nin 301. maddesinin henüz değiştirilmediği bir dönemde meydana geldiğine dikkat çekilirken mahkemenin 30 sayfayı aşan kararında yaptığı ilginç saptamaların bazıları özetle şöyle:
“- Dink, TCK 301. maddeden suçlu bulunmasıyla aşırı milliyetçi çevrelerin gözünde Türk kökenli tüm insanlara hakaret eden bir kişi olarak gösterildi. Yargıtay’ın, Dink’i suçlu bulan alt mahkemenin kararını onaylamasından sonra aşırı milliyetçi militanların saldırılarına karşı devlet tarafından koruma önlemlerinin alınmaması, Dink’in ifade özgürlüğü hakkının ihlali anlamına geliyor.
- İfade özgürlüğünün etkin bir biçimde kullanılması, koruma önlemlerini gerektirebilir. Esasen bazı vakalarda devletin, ifade özgürlüğünü, özel kişilerden gelen girişimlere karşı da koruma mecburiyeti var.
- Tehdit altındaki Dink’in korunmaması, meşru hiçbir amaçla bağlanamaz.
- İfade özgürlüğünün demokratik bir toplumun en başlıca temellerinden biridir.
- Yargıtay tarafından yapılan ‘Türklük’ tanımı, uluslararası anlaşmalar ile tanınan veya tanınmayan, tüm dini, dil veya etnik azınlıkları dışlıyor.”
Türk yargıcı Işıl Karakaş’ın da yer aldığı mahkeme, oybirliğiyle aldığı karara göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “yaşam hakkı”na ilişkin 2’nci, “ifade özgürlüğü”ne ilişkin 10’uncu, “etkin çare”ye ilişkin 13’üncü maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. Buna karşın AİHM, “adil yargılanma hakkı”na ilişkin 6’ncı ile 7’nci ve 14’üncü maddelere ilişkin şikâyetlerin incelenmesine gerek olmadığına da karar verdi. Dava kararında ihlallerin olduğunu vurgulayan mahkeme, yüklü bir tazminat da belirledi. Buna göre, Türkiye’yi, Dink’in eşi ve çocuklarına toplam 100 bin, kardeşi Hosrof Dink’e beş bin olmak üzere 105 bin Avro manevi tazminatı ödemeye mahkûm etti. Türkiye buna ek olarak mahkeme masrafları olarak da ise toplam 28 bin 595 Avro ödeyecek.