ARGUVAN TÜRKÜLERİYLE GÖMÜN BENİ”


Süleyman ÖZEROL/Araştırmacı-Gazeteci

1989 yılında Arguvan türküleri ile ilgili çalışmaya başladığımda daha çok derleme düzeyinde yürütüyordum işi. 1995’den itibaren arkadaşım Hüseyin Şahin ile birlikte çalışmaya başlayınca da alanı ve seyri değiştirerek geniş bir çalışma içerisine girdik. Konuyla ilgilenen kişilerle de bağlantı kurduk. Şemsi Belli’ye de mektup yazmıştık. Yazdığımız mektuba kendisi ile ilgili olarak yazdığım iki yazının fotokopisini de eklemiştim.


1995 Ağustosunun son günlerinde bir akşam telefondaki ses, “Süleyman Bey, Ben Şemsi Belli” hitap etti. Hal hatırdan sonra Ballıkayalı olduğumu söyleyince, ellili yıllarda Ballıkaya üzerinden Hekimhan-Hasançelebi-Hacılar yörelerine geçtiğini, derlemeler yaptığını, radyo programlarında bu derlemelere yer verdiğini söyledi. Hakkında yazdıklarımın aslının bulunduğu Gayret Gazetelerini istedi. “Arguvan türküleri konusunda her türlü yardımda bulunmaya hazırım” dedikten sonra biraz rahatsız olduğunu, bir süre beklememiz gerektiğini ekledi.

12 Ekim 1995 günü öldüğünü duyduk. 11 Ekim Çarşamba günü öğleye doğru kalp krizi...
Hemen o gün bir yazı hazırlamaya başladım, ertesi gün de Malatya basınında hakkında yazılanları tararım, yazılanları birleştirerek yeni bir yazı oluşturdum ve bu yazı Hamle gazetesinde bir hafta süreyle ilk sayfadan yayınlandı. Geçen yıl bu köşede de yine “Şemsi Belli” başlığı altında bir yazı yazdım.

Bu yazımda bir anlatıma yer vermek istiyorum:
Şemsi Belli 1994 baharında Malatya’ya gelir. Dedesinin mezarını onartmak için usta arar ve bulur, birlikte Arguvan’ın Yenisu (Kızıluşağı) köyüne giderler. Akşam yemeğinden sonra gelenler olur, sohbet ederler. Sohbet sırasında birisi köye hoca aldırtmasını ister. Şemsi Belli adama dönerek şunları söyler:
“Ben ölürsem iki Arguvan türküsü söylen, sonra gömün. Ardından ekler. “İsterseniz köye yarayacak bir şey isteyin”
Ertesi gün mezar temizlenir ve onarılır. Şemsi Belli ustaya bir de kitap armağan eder: Anayaso... Kitabı imzalayarak tarih de düşer: “Yenisu Köyü, 17 Mayıs 1994, Şemsi Belli...”
Kitaba ad olan “Anayaso” şiiri ilk kez 20 Ocak 1968 tarihli Anayaso dergisinin 2. sayfasında isimsiz olarak yayınlanır. Şiire 15 Mart 1968 tarihli Savaş gazetesi de yer verir. Milliyet’ten Hasan Pulur şiirler ilgilenir. 3 Nisan 1968 tarihli Milliyet konuyla ilgili olarak birinci sayfadan beş sütun üzerinden haber yapar, Hasan Pulur da “Olaylar ve İnsanlar” köşesinde şiiri yayınlar. Aynı köşede 9 Nisan 1968 tarihli sayıda şiiri aramaya başlar, 11 Nisan’da şairin bulunduğu bildirilir: Şemsi Belli...
Milliyet gazetesi Zap suyu üzerine köprü yapılması için kampanya başlatır ve köprü yapılır da. Bu konu ile ilgili olarak Cem Yalçınkaya “Yankılarıyla Birlikte Gününü Şiiri ANAYASO ve Şairi Şemsi Belli” adlı bir kitap hazırlar (Kültür Kitabevi, İstanbul 1968, 32 s.). Kitapta ayrıca Şemsi Belli ile ilgili fotoğraflar ve bazı şiirleri de yer alır.
Halk söyleyişini yapıtlarında ustaca kullanarak halkın sorunlarını dile getiren Şemsi Belli’nin “Çal Emmoğlu, Çal” şiirinden bir bölümü vermek istiyorum:

“Gelemem Emmoğlu gelemem
Hepinizin gözleri uykulu
Hepinizin avurtları çökük
Bir kibrit aydınlığında bıraktım yüzlerinizi
Yüzlerinize bakamam Emmoğlu”

Halen uykulu ve yorgun insanlarımızın yüzleri bir kibrit aydınlığında, Şemsi Belli’nin otuz yıl önce yaptığı özeleştiriyi nedense bugün aydınlarımız yapamıyorlar...

_________________________________
Malatya Yorum Gazetesi, 12 Ekim 1999

 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner40

banner45

banner57

banner39

banner44

banner56