Şunun şurasın da daha on gün olmadı. Turan Yalçınkaya’ya “Gazi Duvarcı ile buluşalım sohbet edelim “dedim. Sağ olsun Turan hemen irtibatı sağladı ve aradı. “Tamam buluşuyoruz. Ali Kırca’da geliyor” Firüzköy göl kenarı “Celalin yeri”nde buluşuyoruz.
Turanla erken gitmiştik. Aslında tam bize göre bir yer, küçük küçük odalar içerisinde soba, sobanın yanında ve kapıda odunlar. Mangal kömürü yakılmış hazır. Kendin pişir kendin ye. Akşama doğru hava serinledi. Odamızın sobasını yaktılar. Ancak Turanla; Gazi ve Ali gelsin sonra içeriye geçeriz dedik Çekmece gölü kenarında manzaraya daldık.
Bir müddet sonra Ali Kırca ve Gazi geldiler. Alış-veriş yapmışlar poşetler dolu. Karşıladık birlikte sobamızın soğuğu kırdığı odamıza geçtik. Hal-hatır, hoş sohbetten sonra Ali hemen işe koyuldu. Bizde yardımcı olalım dedim. Gazi Duvarcı “Yok Ali işine kimseye karıştırmaz, o alışkındır bu işi en iyi Ali yapar hem de zevkle yapar”
Bir taraftan başladık yemeye içmeye. Ali kibardır, ince düşünür mangal başındadır. Sıcacık etleri ilk önce bizlerin tabaklarına paylaştırır. En son kendi tabağına…
Bir yandan saz, bir yandan söz.
“Ali Kırca ile tanışıklığım çok öncelere dayanır. Toplumsaldır. Çevresine duyarlı yardım severdir. Malatya Arguvan Kuruttaş köyündendir. Yıllar önce İstanbul’a gelir ticarete atılır. Tekstil sektöründe faaliyet gösteren saygın ve başarılı bir işadamıdır.
İstanbul’da Köyünün dernek başkanlığını yapmıştır. Köyüne ve Arguvan’a ilişkin yapıcı eleştiri, önerileri ile hep dikkatimi çekmiştir.”
Sohbet “Cılgalar” kitabım üzerine yoğunlaşınca Ali Kırca “Evet Süleyman duydum, Kitabını henüz alamadım, hayırlı olsun” “Ben hazırlıklı gitmiştim, hemen çantamdan bir kitap çıkardım imzaladım verdim teşekkür etti” “hemen okuyacağım” dedi.
Ozanımız Turan Yalçınkaya aldı sazı eline, coştukça coştu. Hep birlikte güzel türkülerimize eşlik ettik. Saat iyice ilerlemiş kalkalım dedik. Hesabı paylaşalım demeye kalmadan Ali Kırca “tamamdır o iş” dedi. Böyle olmaz dedikse de mümkün değil. “Tamam o zaman yine buluşacağız o sefer hazırlık Turanla ben de dedim” Sözleştik…
Ali Kırca aracıyla Gazi ve Turanla birlikte Avcılar metro durağına bıraktı, teşekkür ettik tekrar buluşmak üzere vedalaştık…
27 Şubat 2022 Pazar günü İSAKÖY Abdal Musa lokmamız var telefon çaldı. Arayan Gazi Duvarcı “Ali’yi kaybettik” Anlamadım kim hangi Ali ? Panikledim karıştırdım.” Yaa hani geçen hafta beraberdik Ali Kırca kalp krizi geçirdi kaybettik”. Eyvah…eyvah…sanki bir kazan kaynar su kafamdan aşağı aktarıldı. Sevda, Nazlı kalakaldı öyle. Ailecek tanışıyoruz. Eşini çocuklarını tanıyoruz. Nazlı, kızı benim arkadaşım diyor. Ne tadımız kaldı ne de tuzumuz Abdal Musa lokması boğazımıza düğümlendi…
Arguvan’ımızın duyarlı vefalı güzel insanı: hani yine buluşacaktık. Süleyman bu mekân güzel, ben çocuklarla her hafta geliyoruz demiştin, bizi davet etmiş, hep birlikte olalım demiştin. Sözleşmiştik…
Olmadı dostum, olmadı arkadaşım…Ölümün her türlüsü yakışıksız ama bu ölüm sana hiç mi hiç yakışmadı…
Garip Dede türbesi çok kalabalıktı. Herkes şoktaydı. Dostların seni uğurlamaya gelmişti…Asker arkadaşın Hasan Korkmaz’a rastladım. Bitkin ve yıkılmıştı…”Ali Kırca’yı kim ne kadar tanır? Bilmiyorum, ama ben onu çok iyi tanıyorum” dedi ve ekledi…
”Garip gurabanın yoksulun dostuydu”
Sevenlerine tüm Kırca ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum… GÜLE GÜLE DOSTUM