NAZIM HİKMET’LE MERHABA
Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yandaş gazeteleri, yalakaları, yağcılar, eski solcular, dönekler, AKP ve ABD Anayasası’na evet diyenler, yetmez ama evetçiler, televizyonlarda ve gazetelerde tarihe mal olmuş hayatta olmayan devrimcileri ağızlarına dolamış ölü sömürücülüğü yapıyorlar. Mustafa Kemal Atatürk’ü, Nazım Hikmet’i, Deniz Gezmiş’i sömürüyorlar. Devrimci değerlerimizin içini boşaltarak sahip çıkıyorlar, kullanıyorlar. Bunlara inat değerlerimize yeniden sahip çıkmak, doğru olarak hatırlatmakta yarar vardır.
Yüzyılımızın en büyük ulusal kurtuluş devrimimizi en iyi ,büyük şairimiz Nazım Hikmet," Kuvay-ı Milliye Destanı" nda anlatmıştır.
Büyük şair Nazım Hikmet 57 yıl önce Budapeşte Radyosu’ndaki konuşmasını sanki bugünler için yapmış. Gelin birlikte Nazım’ı dinleyelim.
NAZIM HİKMET / BUDAPEŞTE RADYOSU’NDAKİ KONUŞMASI 1954
Türk Milletini yok etmek istiyorlar
Şu 1954 senesinde Türkiye ‘de kime mürteci derer, kime inkılâp düşmanı derler, kime –şu bizim Türkiye’deki tabiriyle- Kemalizm prensiplerinin can düşmanı derler? Bunları anlamak lazım. Şimdi, benim kanaatime göre, Türkiye’deki bugün en büyük mesele yurt meselesidir. Evimizin meselesidir. Evimizin bağımsızlığı meselesidir… Bir defa, her şeyden evvel bizim kendi evimizde, o evin sahibi gibi yaşamamızdır. Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa ve kim bizim evde bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa, mürteci olan odur. Yani demek istiyorum ki, Arapça ezan okutmaya taraftardır. Bu adam mürteci midir, değil midir? Bu, bugünün meselesi değildir. Bugünün meselesi; kim Türkiye’yi Amerikalılara satmış ve satmakta devam etmektedir? Kim Türkiye’nin milli sanayisini mahvetmiş ve mahvetmekte devam etmektedir. İşte bunlar mürtecidir. Bunlar Kemalizmi inkâr etmişlerdir. Bunlar vatan hainidir. Bunların haricinde kalan insanlar, dini kanaatleri ne olursa olsun, vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar, vatanını seven insanlardır. Ve bugünün şartları içinde ileri Türk insanlarıdır. Bu bakımdan yine tekrar ediyorum: Türkiye’deki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun hangi partiye mensup bulunurlarsa bulunsunlar, milli bağımsızlığından yanaysalar; yani daha açık konuşalım, eğer Türkiye’den Amerikan hâkimiyetinin defolup, Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar, Türkiye’de hayatın ucuzlamasından yanaysalar, Türkiye’nin tarihinin eski şerefiyle devam etmesinden yanaysalar yani bir Türk haysiyetini ve şerefini taşıyorlarsa, ileri insanlardır, hangi kanaate mensup olurlarsa olsunlar.
Halkları mahvetmek kabil değildir. Teşekkül eden bir millet, yaşayan bir millet, ölmez. Türk milleti denilen bir millet Türkiye halkı denilen bir halk. Bu halkın yok olması imkânsızdır. Ha! Ne demek istiyorum? Yani bugün yapılan terör şu veya bu partiye karşı değildir. Bugün yapılan terör şu veya bu kanaate karşı değildir, şu veya bu sınıfa karşı değildir. Bugün yapılan terör, Türk milletine karşıdır. Ve Türk milletini imha etmek için yok etmek için yapılan terördür. Türk milleti yok olmaz Binaenaleyh her şeye rağmen, Türk milleti yaşayacaktır. Ve her şeye rağmen biz, İkinci Milli Bağımsızlık savaşından muzaffer çıkacağız.