Malatya Cemal Gürsel Mahallesi’ndeki Kuyuönü Mezarlığı’nın yanına Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) “Barış Çadırı” kurdu. Boş arsaya kurdukları yazlık çadır, karlar altında kalınca çadıra soba kuran BDP’liler: “Kar, yağmur, dolu… Ne yağarsa yağsın. Demokratik çözüme kadar barış çadırımızda, burada olacağız. Barış çadırımızın burada oluşu, seçimle sınırlı değil, barış gerçekleşinceye kadar burada olacağız. Gündüz, çadırımıza gelen dostlarımızla burada sohbet ediyoruz. Gece de sabaha kadar çadırımızda nöbet tutuyoruz.” şeklinde konuştular.
BARAJ ENGELİ KÜRTLER İÇİN KONMUŞ
BDP’nin Malatya’daki seçim konumuyla ve milletvekili adayı Gani Rüzgâr Şavata’nın adaylığıyla ilgili sorularıma Battalgazi İlçe Başkanı Ali Ergün: “BDP, Malatya’da gücünü toplamıştır. Gani Rüzgâr Şavata, bağımsız milletvekili adayımız olmak üzere partimize başvurdu. Partimiz, başvuruları değerlendirdi; partililerimiz arasında eğilim yoklaması yaptı. Bağımsız adayımız olarak Gani Rüzgâr Şavata’yı Malatya milletvekilimiz olarak meclise göndereceğiz. Bunda kararlıyız.” diyor.
Ali Ergün’e yüzde onluk baraj engelini soruyorum. “Yüzde onluk baraj engeli dünyanın hangi demokrat ülkesinde var? Bu baraj engeli, bir insanlık suçudur. Bu engeli, BDP meclise girmesin diye koyduklarını herkes biliyor. Özellikle Kürtleri dışlamak, ülke yönetiminden uzaklaştırmak için yüzde on gibi yüksek bir baraj engeli uygulamaktalar.” diyor.
DEMOKRASİ, ÇOĞUNLUĞUN AZINLIĞA BASKISI MIDIR?
BDP’nin kadın adaylara ne kadar yer verdiğini soruyorum. Barış ve Demokrasi Partisi Malatya il yönetiminden Mahmut Adıyaman yanıtlıyor sorumu: “Yarısı kadın olan bir toplumun, yarısının özgür olabileceğine inanmıyoruz. Bir ülkenin insanlarının özgürlüğü, kadınların özgürlüğüyle doğru orantılıdır. Partimiz, özellikle doğu ve güneydoğuda kadınların siyasette yer almasını önemsiyor. Kadınlar, ülke yönetiminde söz sahibi olmalıdır.
Demokrasi, çoğunluğun azınlıklara baskısı, dayatması değildir. Azınlıkların da haklarının tanındığı, temsil edildiği yönetimdir. Biz, tüm azınlıklardan, haksızlığa uğrayanlardan yanayız. Onlarla dayanışmak istiyoruz.
HRANT DİNK’İN KARDEŞİ, ADAYIMIZ OLMADI
Hrant Dink’in kardeşine milletvekili adayımız olmasını teklif ettik; ama kabul etmedi.” diyor. Bunun üzerine Osmanlının Hamidiye alaylarını oluşturarak Kürtlere Ermenileri katlettirdiğini hatırlatıyorum.
Ali Ergün: “Halkların birbiriyle sorunu yok. Düşmanlıklar, masa başında hükümetlerce yaratılıyor ve kışkırtılıyor. Osmanlı da bir kısım Kürt beylerini silahlandırarak, onlara para ve toprak vererek Ermenileri kırdırmış olabilir. Dersim’de de kimi Kürt beylerini çeşitli vaatlerle yanlarına çekerek Kürtleri katlettirdiler. Kürt’ü Kürt’e kırdırdılar. Kürtleri, Ermenilere karşı kullandıkları gibi; Kürtleri Kürtlere karşı da kullandılar.” diyor.
BARIŞA KADAR ÇADIRDA YAŞAYACAĞIZ
Seçimlerden beklentiniz neler olabilir, soruma Ünal Kazan yanıt veriyor: “Silahların değil, diyalogların olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz. Anadilimizde eğitim; hatta herkesin anadilinde eğitim hakkının tanınmasını istiyoruz.
Daha demokratik, özgürlükçü, farklılıkları dışlamayan bir anayasa hazırlanmasını bekliyoruz. Barış ve demokrasi istiyoruz.” diyor.
BDP’liler, Cemal Gürsel Mahallesi’nde Kuyuönü Mezarlığı’nın yanındaki boş arsaya kurdukları yazlık çadırda, kar altında barış ve demokrasi nöbetini sürdürüyorlar.
Sultan KILIÇ - Malatya
