KATLİAM ADIM ADIM HAZIRLANDI
Yaşananları büyük bir kıyım olarak anlatan Tunç, “Bütün dünyanın gözü önünde olanlar konusunda yeterince bir görünürlülük ve bilinirlilik yaratılmadı ki görünmeyenleri de incelemeye, araştırmaya ve anlamaya sıra gelsin” dedi.
Bölgede yaşayan Kürt Alevilere karşı özellikle 1967 Elbistan, 1971 Kırıkhan saldırıları, arkasından Malatya’da ve 1976’da Pazarcık’ta yapılan saldırılarla bölgenin havasının kirletildiğini vurgulayan Tunç, “Alevilerin çok büyük bir değer verdikleri Gıjık Dede (Sabri Özkan) katledildi. Arkasından Pazarcık ilçe başkanına gönderilen bombalı mektupla bölgenin zaten gerilimli olan atmosferi daha fazla gerilmişti. Bu sürecin devamında 19 Aralık’ta Çiçek Sinemasına atılan patlayıcı madde ile Maraş Katliamı’nın startı verilmiş oldu. Bir gün sonra Alevilerin Kürtlerin gittiği bir kahveye bomba atıldı. 21 Aralık perşembe günü ise iki devrimci öğretmen okuldan evlerine giderlerken arkadan sıkılan kurşunlarla katledildiler. Bir gün sonra cuma günü devrimci öğretmenlerin cenaze töreninde katliam kitlesel olarak başlatıldı” diye konuştu.
’80 DARBESİNİN ÖNÜ AÇILDI
Katliamı gerçekleştirenler arasında kimler olduğu hakkında da bilgiler veren Tunç, katliamda yer alanların bulunduğu yerin ise “MHP/ÜGD (Ülkücü Gençlik Derneği)” olduğunu dile getirdi. Katliamın arka planının da ele alınması gerektiğini ifade eden Tunç, yaşananların 1980 Askeri Darbesi’nin önünü de açtığını hatırlattı. Tunç, “Maraş Katliamı, konjonktürel olarak 1980 darbesinin yolunu açmak, stratejik olarak etnik ve dinsel arındırma politikaları pratikleşmek için yapılmıştır” dedi.
KATLİAMI YAPANLAR ARŞİVLERDE
Devletin üst düzey yetkilileri ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA’nın da planlayıcılar arasında olduğunun açığa çıktığını sözlerine ekleyen Tunç, "Bu bilgilerin önemli bir kısmı dönemin başbakanı olan Bülent Ecevit’in arşivinden çıkan ve kendisine MİT içinde bulunan bir yetkilinin gönderdiği raporda açık açık yazmaktadır. Buna rağmen Ecevit ne o dönem ne de daha sonra bu belgeyi açıklamayarak katliamcıları korumuştur” dedi.
Katliam öncesi ve katliam sırasında ise sol, demokrat, devrimci gruplar ve sol demokrat polislerin örgütlendiği Polis Derneğinin (POL-DER) tüm çabalarına rağmen katliamın işlendiğini anlatan Tunç, “POL-DER’li polislerin katliama karşı tutumları oldu ve şüphesiz bu tutum önemliydi. Ancak ne yazık ki POL-DER’li polislerin gücü ve çabası katliamı önlemek için yeterli değildi, çünkü katliam çok kapsamlı olarak planlanmıştı” dedi.
‘YARGILANMADILAR’
Katliamla ilgili bir kısım katillerin yargılanarak en düşük cezalara çarptırıldığını ifade eden Tunç, Maraş Katliamı’nı gerçek anlamda düzenleyen, planlayan ve uygulayanların çok büyük bir kısmının yargılanmadığını söyledi. Maraş için yeterince belge çalışmasının yapılmadığına değinen Tunç, “Katliamın görünmesini ve katliamla hesaplaşılmasını sağlamak için bu yönlü çalışmaların daha da çoğaltılması gerekiyor” dedi.
Evrensel